9 Ekim 2007 Salı

NÜKLEER ENERJİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİM

NÜKLEER ENERJİ

Nükleer enerji Einstein’ın 1905 yılında E=mc’2 formülünü ile fisyon sonucu açığa çıkabilecek enerji hakkında öngörüsü ile hayat bulmuştur. İl kez deneysel olarak 1930 yılında bu öngörü doğrulanmıştır. 1942 yılında da Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago, Illinois kentinde nükleer reaktörü kuruldu. Elektrik üreten ilk ticari santralde 1957 yılında ABD’de işletmeye girmiştir.
Nükleer enerjiyi 1957 yılından beri dünya insanlık yararına kullanmaktadır. Bugün için dünyada 460’ın üzerinde nükleer santral bulunmaktadır. Bugüne kadar hızla sayısı artan nükleer santrallerin sayıları bugün için kısıtlı kalmıştır yeni nükleer santral yapımına girişilmemektedir. Fakat bu dünya ülkelerinin nükleer enerjiden vazgeçtikleri anlamına gelmemektedir hala gerekli çalışmalar yapılmakta ve daha iyi verim ve daha az zarar verilebilmesi için teknolojinin bütün imkanlarından yararlanılmaya ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bugün için Avrupa ülkelerinde inşaları azalsa da nükleer santrallerin Avrupa yinede enerjisinin büyük bir çoğunluğunu nükleer kaynaklı sağlamaktadır. Avrupa da bugün için Fransa enerji ihracatçısı durumundadır. İngiltere’ye Almanya’ya İsviçre’ye İtalya’ya nükleer enerjisini satmaktadır. Ayrıca enerji ihtiyacının da %70’ini nükleer enerjiden karşılamaktadır.
Nükleer enerji gerekli önlemler alındıktan sonra temiz bir enerji kaynağıdır. Doğaya CO2, NO2, NOx, SO2 gibi zarar verecek gazları salmaz. Bu gazlar dünyada sera etkisi yaratmakta ve doğanın dengelerinin değişmesine sebep olduğu ve önlem alınmasa yakın gelecekte büyük sorunlara sebep olacağı yıllardır bilinmektedir. Ayrıca 1000 MWe gücündeki bir nükleer santralden yılda 27 ton atık madde çıkar fakat aynı kapasitedeki bir termik santralden ise yılda bu rakamın hacim olarak 70-80 milyon kere ağırlık olarak ta 25-300 bin kere daha fazla atık madde dışarıya bırakılır.
Nükleer enerji santralleri tarihleri boyunca 3 önemli kaza yaşamışlardır. Bunlar Çernobil, three mile Island ve Tokaimura kazalarıdır. Bu kazalarında hepsi sorumluluğunun bilincinde olmayan çalışanlar tarafından gerçekleşmişlerdir. Zaten nükleer santraller herhangi bir parçanın, makinenin veya sistemin arızalanması durumunda yerine işlev görebilecek başka sistemlerin yapılması ile faaliyete geçerler. Hemen hemen nükleer santraller teknik sorun yaşamaz denilecek ölçüdedirler.
Depreme dayanıklı olarak inşa edilen nükleer santraller 8.5 şiddetine kadar dayanabilecek şekilde inşa edilirle ve deprem riski en az bölgelere inşa edilirler. Türkiye de yapılması planlanan nükleer santrallerde Akkuyu Konya ve Karaman’ı da içine alan 6 numaralı deprem bölgesi tarih boyunca hiç 6.4 şiddetinden büyük deprem görmemiştir.
Nükleer enerji bugün için enerji ihtiyacını karşılamasının yanı sıra tehdit unsuru olarak ta kullanılmaktadırlar. Bu santrallerin kurulması devletin nükleer enerjiyi bilen uygulamasını ve geliştirilmesini yapabilen yeni insanların yetişmesine ve dünyadaki nükleer teknolojiye ayak uydurmasını bu gücü elinde tutabilmesini sağlayacaktır.
Nükleer enerji santrali yapılacaksa tamamen güvenli bir şekilde ve dünyadaki en iyi ve en verimli nükleer santral örnek alınarak yapılmalıdır. Ayrıca kendi yetiştirdiğimiz elemanların işletmesine olanak sağlanmalıdır.
HAZIRLAYAN ÇAĞRI AKYILDIZ

Hiç yorum yok: